31 Aralık 2009 Perşembe

KOZMİK SIRLAR IN PERDE ARKASI

Gerçekten şu günlerde Türkiye’de ilginç şeyler oluyor. Sıradışı, esrarengiz, karanlık. ismini siz koyun. Yirmi üç yıllık hayatım bu dönen olayları kavramaya yetmiyor. Yaptığım tek şey tedirginlikle uzaktan izlemek, takip etmek. Anlamadığım o kadar çok soru işareti var ki!

Öncelikle, başbakan yardımcısı Bülent Arınç’a düzenlenmek istenen suikast iddiası. 2 tane asker evlerin yanında dolaşırken polislerin aldığı ihbar üzere göz altına alınıyorlar. Askerlerin üstünden adres çıkıyor! Neden asker bu suikast planını düzenlemek ister? Böyle bir şeyin olabileceği ihtimalini aklım almıyor. Beni, milletimi, vatanımı ASKER korur bilinçaltıma yerleşmiş gerçekler bir kez daha darbe alıyor. Geçmişte, her on yılda bir gerçekleşen askeri darbeler, ergenekon olayları, gerçekten zihnimi kemiriyor. İrkiliyorum. ortalığın birileri tarafından karıştırıldığı kesin. Hükümet yıpratılıp erken ken seçime mi gidilmek isteniyor? bunun altında neler var ? Bilemiyorum.

2. soru işareti, velev ki böyle bir suikast niyeti var, bu tür hedefler, emirler yazıyla karar alınıp, kozmik odada mı saklanır?? Elbette ki mantıksız. Ayrıca kozmik odada yer alan devlet sırlarının medya da bu kadar çok gündeme getirilmesine de bir anlam veremiyorum. Devletimizin en önemli savunma notları, bilgileri oradaysa, suikast planları oraya neden yazılı bir şekilde götürülüp saklanır ve neden Medya bunları uluorta tüm Türkiye’ye anlatır ! asparagaz haberler, asparagaz hedefler. İlginç! Sadece irkilerek uzaktan seyrediyorum.

Bir diğer nokta, sanki Hukuk ile Asker ÇATIŞMA halinde gibi gösterilip, bazı şeyler örtbas edilmek isteniyor. geçtiğimiz günler de Başbuğ- Erdoğan zirvesi ve MGK toplantıları oldu. Tüm siyasi ve askeri üst yönetim oradaydı. Toplantı sonucunda, Türkiye güvenliğini ilgilendiren iç ve dış gelişmelerin kapsamlı değerlendirmesinin yapıldığı belirtildi.

Dördüncü günün sonunda hala Kozmik oda didik didik aranıyor. Aramaların sonucunda ya da ilerleyen günlerde neler göreceğiz bunu sadece zaman gösterecek. Tek dileğim Ülkemizin birliğini, bütünlüğünü bozmak isteyenlerin en kısa zamanda su yüzüne çıkmasıdır.

19 Aralık 2009 Cumartesi

SINAV GÜNÜm



Yine soğuk bir sabaha uyandım. Dünden bu yana Bilim vakfı'nda Kademe olabilmek için gireceğim sınava çalıştım. Aslında 3 aylık ders programı ve üç ayrı dersi bir geceye bırakmak akıl karı değildi. Lakin, yine de ben her zamanki öğrencilik modundan çıkmayarak 3 ayrı sınavı son güne bıraktım. kendime kızmıyorum, hatta hak veriyorum. üniversite son sınıftayım, akademik makale yazıyorum, literatür araştırması yapıyorum, çift anadal yapıyorum, bilgi münazara kulübü'nü kuruyorum, ve bu hafta için ben ve arkadaşım ile beraber gösteri maçı organize ediyorum, yazarlık kursuna gidiyorum, altınpusula genç iletişimciler yarışmasına hazırlanıyorum ve hocaların verdiği sunumları ve ödevleri sorumluluklarım arasına katarsam bölünmüş bir haldeyim. Çok yoruluyorum. yine de değer. doya doya son sınıfımı yaşıyorum. Allah sağlık versin de, ben koşturmaya razıyım. Biliyorum bu yıllara bir daha dönemeyeceğim. Saniyesi saniyesine içime çekiyorum hayatımı. sindiriyorum, anımı yaşıyorum. mutluyum. sonuç itibari ile ben belki kademeye seçilemesem de son gece de olsa elimden geleni yaptım. sınanvda üç soruya tam altı sayfa yazdım:))) sırf pişman olmamak için, içimden ne geliyorsa, neyi biliyorsam yazdım. fakat beni şok eden diğer bir durum ise genel kültür sorularının sorulmasıydı. Tanrım o nasıl sorulardı öyle!!
süt kıskanmak ve karpuz kapığından inciler yapmak filminin yönetmenleri ni bilemedim. ve işin ilginç tarafı bu filmleri izlemiştim:) burada güldüğüme bakmayın, ama içim kan ağlıyor. Bir daha film'in isminden önce yönetmenine ve oyuncularının isimlerine bakacağım. Ya kitap isimleri ve yazarlara ne demeli! Allah'ım tek kelime ile kabustu :((( garip isimli kitaplar, yabancı yazarlar, farabi ve ibn i haldun bile vardı. yapamadım:( hele de bildiğim halde phenomenology teorisi-Edmund Husserl ve Karl Popper Falsification' ı ıskalamam beni derinden yaraladı. Üniversite de ki Arus Hoca beni affetmeyecek biliyorum.evet bunlar genel kültürdü. ve ben bir çoğunu biliyordum. ama kaçırdım işte. bilmediklerime de yandım. kısacası Genel Kültür'den sınıfta kaldım. İşte Bugünden alınacak dersler ise şöyle;

Her kitap gördüğünde yazar'ına da bak, isme takılma.
Film adından önce yönetmenini öğren.oyuncularını da.
Ünlü teoriler ve teorisyenleri Aile'ndeki insanlar olarak gör. ve asla unutma. yoksa onların da seni bir sınav anında yalnız bırakacaklarını unutma. bu iş gönül işidir. ara sıra hasbihal etmeyi aklından çıkarma.
Her zaman ders çalışma, Genel kültür de çalış:))))